Hakkımızda
2023 yılında kağıda döktüğümüz değerlerimiz ve 2015 yılında dönüş hikayemiz ile neden burada olduğumuzu öğrenmek isterseniz art arda ekliyoruz hikayemizi.
Ailemize hoşgeldiniz demek ister yolunuz düşer ise Muğla'da çiftliğimize bekleriz. Eğer bize çok uzak derseniz bir video paylaşıyoruz bizi daha yakından tanımanız için.
Tekrar hoşgeldiniz!
Kaptan’ın
Ceviz Çiftliği olarak;
Vizyonumuz:
“ Yerli
ve ata tohumundan elde edilmiş el emeği besinlerin ülkemizde erişilebilirliğini
daha çok arttırarak, değişen beslenme ihtiyaçlarını takip etmek, bu sayede iyi ve
insana yaraşır beslenmeyi tercihten öteye sürdürülebilir bir şekilde taşımak”
Misyonumuz:
"Doğaya
ve insana saygı ilkesine bağlı bir şekilde, yerli ve ata tohum girdisi ile
temiz, el emeği besinler üretmek, içinde bulunduğumuz toplumun ihtiyaçlarına
yönelik olarak ürünlerimizi şekillendirmek ve sürdürülebilir bir şekilde temiz
beslenme alışkanlığını ülkemizde kazandırmak ”
Değerlerimiz:
Atalarımızın
asırlık birikimi olan kadim bilgileri, üretim süreçlerimizde rehber olarak
kullanmak, paylaşmak ve farkındalığını arttırmak.
Şeffaf, açık, adil ve hesap verebilir bir şekilde, kadınlara eşit istihdam sunarak, geri dönüşüm ve sıfır atık felsefesiyle faaliyetlerimizi yürütmek.
cccc
Neden Kaptan‘ın Ceviz Çiftliği?
İsmin
bizim için anlamı büyük. Denizci babamızın 20 yılı aşkın süredir çoçukları gibi
baktığı ceviz ağaçları var. Biz küçüktük, büyüdük, iş hayatına atıldık ve bir
an geldi yatırım yapmak istedik. Aklımıza ilk gelen daha fazla ceviz agacı
dikmek oldu. Ailemiz büyüdü, ağaçlarımız büyüdü ve bu sene aralarına yenileri
katılıyor ve bizde bir çatı altında toplanacağımız günü iple çekiyoruz.
Cevizhane.org‘ta Kim Yazıyor?
Hale ve
Selin.
Hale, Ziraat Mühendisi ve tüm zamanını lezzetli ve kaliteli ürünler yetiştirmek
için harcıyor. Şu anda Türkiye‘nin dört bir yanında deneme alanları kurmakla
meşgul. Kuzey – Güney, Doğu – Batı pek çok şehir gezip, en lezzetli sebzeleri,
meyveleri yerinde tatma fırsatı bulduğu için çok şanslı. Yazın 35 farklı çeşit
karpuzu 1 saat içinde tatmak dışında tabiki : ) Tüm meyve ve sebzelerin şeker
orani, dokusu, kabuğu, damarları, yaprakları, biçimi sofraya gelmeden denetimden
geçiyor. Evimizde en lezzetli yemekler pişiriliyor çünkü kullandığımız tüm
malzemeler bahçemizden geliyor.
Selin ve Uğur inşaat sektöründe çalışıyor. Doğadan uzak,
yapay parkların ve ilginç mimari tasarımlarıyla dikkat çeken
kulelerin ülkesi Katar‘da yaşıyor.
Hikayeniz Nedir?
Günümüzde herkesin hızlı bir hayatı ve bir an duraksayıp kurduğu hayalleri var.
Birçoğumuz yaşadığımız yoğun tempodan, stresli ve uzun çalışma saatlerinden,
hayat pahalılığından, hava kirliliğinden ve tüketim çılgınlığından şikâyet
ederiz. Hayaller ise bir çok zaman sakin bir kasabaya taşınmak, tüm gün sahilde
balık tutmak, ufak bir kafe açmak ya da dünyayı gezmek üzerinedir.
Bizimde bir hayalimiz vardı ve şimdi gerçek oldu.
Ben Selin. Profesyonel iş hayatına Ortadoğu’da finans uzmanı olarak başladım ve
kader bu ya eşim, hayat arkadaşımla, Umman’da bir inşaat projesinde tanıştım.
Eşim ve ben tamamen kariyerimize odaklanmış ve Ortadoğu’da farklı ülkelerde
görev almıştık. Hayatımızda her şey planladığımız gibi gidiyor ve çok şanslı
olduğumuzu düşünüyorduk. Bir gün bir hayal kurduk ve hayatımız değişti. Biz
henüz dünyaya gelmemiş çocuklarımızın bir apartmanda değil özgürce
oynayabilecekleri bir bahçede büyümesini, ambalaj içerisinde olan besinlerin
yerine dalından kopardığımız sebze ve meyveyi yemesini, hafta sonu aktivitesi
olarak televizyon ve alışveriş merkezleri yerine doğa ve toprakla bir bütün
olmasını hayal ettik. Böylece eşim ve ben Ortadoğu’daki görevlerimizden
ayrılmaya karar verdik ve bunu yaptık. Annemiz, Babamız ve diğer aile
üyelerimizin yanına dönmeye karar vermiştik. Ne iş yapacağımıza sonrasında
karar verecektik.
Araştırdık, okuduk ve anladık ki sahip olduğumuz tabii kaynaklar hızla
kayboluyor, bitki ve hayvan türlerinin nesli azalıyor, nüfus hızla artıyor, binalar
yükseliyor, yerleşim alanları daralıyor aynı oranda beslenme, temiz hava ve su
temini zorlaşıyor. Araştırmalarımız esnasında Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım
Teşkilatının 2010 yılında yayınladığı bir rapor karşımıza geliyor. Rapora göre
tabii kaynakların hızla azalması ile önümüzdeki 50 yılda yoksullukla mücadele
etmek zorunda kalabileceğimizi ve dünyadaki toplam orman varlığında hızlı bir
gerileme yaşandığını belirtiyor. 50 yıl için öngörüler bunlarsa, torunlarımızın
yaşam koşulları hakkında endişe duymaya başladık.
Biz de sorunu ufak çaplı olarak kendi ellerimize almaya karar verdik. Ziraat
mühendisi kardeşimizin akademik bilgisi ve babamızın uygulama tecrübesi ile
işimizin tarım olmasına karar verdik. Cevizi seçtik çünkü ülkemiz cevizin
anavatanı ve biz ceviz yetiştiren bir babanın çocuklarıyız. Bizim geleceğe
katkımızın en verimli şekilde bu olacağına karar verdik. Böylece hikâyemiz
başladı ve hikâyemizin adını babamızdan esinlenerek Kaptan’ın Ceviz Çiftliği
koyduk.
Üretmek, şimdiden geleceğe bir şeyler bırakmak, inanın insana çok iyi geliyor.
Çeşit çeşit meyve ağaçlarımız, dededen kalma yerli tohumlar ile yetiştirdiğimiz
sebzelerimiz, serbest dolaşan tavuklarımız, hepsi ailemizin bir parçası oldu.
Sabah folluktan alınan yumurta ile kahvaltı yapmak, dalından taze ceviz ve
salata için malzemeleri tek tek bahçeden toplamak, Ihlamur çayını poşette değil
dalından toplayıp kurutarak içmek, yeşillikleri demek demet değil kucak kucak
bahçeden toplayıp getirmek gibisi yok. Tabi zorlu çalışma programı ve koşullarını
da göz önünde bulundurmak lazım ama bu yorgunluklar inanın insana günümüz
telaşlı ve stresli yaşam koşullarından sonra tedavi gibi geliyor.
Eğer bir sorunuz var ise ya da sadece bir merhaba demek isterseniz bize
[email protected] adresinden ulaşabilirsiniz.
Selin Varol
Kaptan‘ın Ceviz Çiftliği
2015